Yo yo veda edemiyordu... Bir şarkı daha o zaman,
▼
31 Ağustos 2019 Cumartesi
O zaman ŞİİR!
Kimseyi değiştiremezsin hayatta.
Ve kimse için de değişmemelisin.
Kimliğini kaybettiğin an, yaşamını çöpe attın demektir.
İstemediğin sürece, hiçbir şey için ödün vermeyeceksin.
Çünkü gün gelir, verecek hiçbir şeyin kalmaz.
Her şeyi sen istediğin için yapacaksın,
başkası senden istediği için değil.
Ve sen, sen olarak kaldığın sürece senin yanında olanlar
da mutlu olacaktır.
Bırak hayatına eşlik etmek isteyenler gelsin seninle.
Yolun bitimine kadar gelmeleri şart değil.
Herkesin gidebileceği bir yol vardır.
Sen yeter ki, yanında yer almayı bil.
Ne sen kimse için mecburi istikametsin,
ne de bir başkası senin için...
Seninle gelmek isteyenleri yanına al.
Belki beraber daha çok şey katabilirsiniz bu hayata.
Yanındaki seni mutlu ettiği sürece kalsın hayatında, zorlama kendini.
Hayat rahat ve anlayışlı insanlarla
Ve hayat hak ettiği gibi yaşandığında güzel...
Ve unutma; aynı dili konuşanlar değil
aynı duyguyu paylaşanlar anlaşabilir...
Charles Bukowski
30 Ağustos 2019 Cuma
90’lar
Doksanlar çocuğu olaraktan bu postu yapmaya karar verdim; işte top5:
İlk sıraya Shak shak oturdu tabii harika bir şarkıdır:
1.Ojos Así - Shakira
İkinci koltuğu artık emojisi bile olan ve benim enlerim arkasındaki Bowie kaptı (:
2. David Bowie - Dead Man Walking
Üçüncü koltuğa Madonna oturacak kim istemez ki sesini duymayı (:
3. Madonna - Vogue
Dördüncü koltuk ise Shape of My Heart’ın...
4. Shape of My Heart - Sting
Beşinci ve son koltuk ise boş yorumlarınızı bekliyor :)
29 Ağustos 2019 Perşembe
Seçilmiş Düşünceler
Yıldızın bencilliği. — Yuvarlanan bir fıçı gibi boyuna kendi çevremde dönersem nasıl olur da ateş
almam yakıcı güneşin ardından böyle koşarak?
Friedrich Nietzsche
Queen - Another One Bites the Dust
Steve walks warily down the street
With the brim pulled way down low
Ain’t no sound but the sound of this feet
Machine guns ready to go
Are you ready, hey, are you ready for this?
Are you hanging on the edge of your seat?
Out of the doorway, the bullets rip
To the sound of the beat, yeah
Another one bites the dust
Another one bites the dust
And another one gone
And another one gone
Another one bites the dust
Hey, I’m gonna get you too
Another one bites dust
...
28 Ağustos 2019 Çarşamba
Çekiliş Va
Merhaba; uzun zamandır aklımda idi çekiliş yapmak; doğum günümün de içinde bulunduğu ay olan Ağustos’u seçtim efenim (: Etkinlik 11 Eylül’de bitecek ‘e hediyen nedir fatoş’ derseniz cevabım şu; şanslı iki kişiye cinsiyet, yaş, ilgi alanları vb. gibi özellikleri göz önüne alarak birer hediye paketi yollayacağım. Yapmanız gereken çok basit blogu takip etmek, bu postun altına yorum yapmak eğer adınız iki kere yazılsın isterseniz var ise sizin blogda paylaşmak... Blogger olmayan arkadaşların ise takip edip yorum yapmaları adlarının iki kere yazılmasını isterlerse herhangi bir sosyal medya hesapları üzerinden paylaşım yapmaları yeterli. Blogda veya Sosyal Medya’da paylaşım linkinizi yorumlara kopyalarsanız sevinirim. Kazanan arkadaşlar daha sonra mail aracılığı ile (adres vs.) bana ulaşabilirler, ya da yorumda direk belirtebilirsiniz mail adresinizi, sağlıcakla kalın :)
Edit: Pakette mutlaka yaptığım bir resim bulunacaktır... Ve de kitaplar elbette...
Edit: Pakette mutlaka yaptığım bir resim bulunacaktır... Ve de kitaplar elbette...
27 Ağustos 2019 Salı
26 Ağustos 2019 Pazartesi
Urla Gezimden Kareler
Aşağıda Klazomenai Antik Kenti Zeytin İşliği’nden çektiğim kareler var...
Ve Urla... Sevgili deniz senden uzun süre ayrı kalacağım gibi görünüyor daha şimdiden burnumda tütüyorsun...
Nikos Kazancakis - İspanya, Yaşasın Ölüm
Düzgün traşlı bir kandilci karanlıkta bana işaret ediyordu. Oldukça hilekar görünen yaşlı bir adamdı; kardinal gibi, menekşe renginde uzun bir gömlek giymişti. Sapsarı elleri hızlı hızlı ve sinirli bir halde titriyordu:
‘Gel! Gel!’
‘Ne istiyorsun?’
‘Gelsene’
Beni büyük bir tahta kapının önüne sürükleyip oyma kuşlar, hayvanlar, çiçekler gösterdi. Simsiyahtı tahta; sert ama narin bir demir gibi. Yaşama sevinci, ayrıntı sevgisi, coşkun bir acı; şarkısıyla açmak istermiş gibi kilidin yanında şakıyan uzun boyunlu bir kuş. Kandilciye baktım. Kısa boylu ve kurnaz; bir hadım gibi ince, soğuk bir sesi vardı. Ataları oymuştu bu tahtayı. Bu kapıya onların ruhu üflemişti, hâlâ üflüyor, saçlarıma doğru esiyordu.
Arkadaşlar dediğim gibi tatilde olduğumdan telefonum Google yorumlarını algılayamıyor bu sebepten dönemiyorum yorumlarınıza amma bugün eve geçeceğim inşallah tek tek yazacağım cevap ha bir de teşekkür ederim...
24 Ağustos 2019 Cumartesi
Gezdiklerim Gördüklerim
Urla’ya gitmeden bir özet geçeyim dedim merhabalar... Öncelikle ilk gün asansör binasına gittim Galata gibi düşünün, asansörle çıkılıyor bir fark var çıktıktan sonra kat kat merdiven çıkılması ile İzmir evleri devam ediyor...
Onun haricinde müzeleri gezdim: Resim heykel müzesini mutlaka gezmenizi öneririm fotoğraf çekmek yasaktı...
Ve Bergama... Akropolis ve Bergama Müzesine gittim, akropolis beni çok heyecanlandıran bir yer oldu; buyurunuz...
Onun haricinde müzeleri gezdim: Resim heykel müzesini mutlaka gezmenizi öneririm fotoğraf çekmek yasaktı...
Ve Bergama... Akropolis ve Bergama Müzesine gittim, akropolis beni çok heyecanlandıran bir yer oldu; buyurunuz...
Daha birçok fotoğraf var instagram hesabımda dilerseniz takip edebilirsiniz, büyük mutluluk duyarım... Urla postunda buluşmak dileğiyle...
23 Ağustos 2019 Cuma
Selamlar, selamlar
Bergama’ya gidiyor ben başka başka nihayet istediğim yağlı boya-fırça-palet serisini tuzlu da olsa bulabildim İzmir’de; belki çizerim Bergama Antik Kentinde bir resim, hım, ne dersiniz? Yorumlara döneniyorum tekrardan henüz mobil üzerinden, sevgiler...
Yol şarkısı gelsin efem en sevdiğim grup olan Pink Floyd’dan;
Yol şarkısı gelsin efem en sevdiğim grup olan Pink Floyd’dan;
22 Ağustos 2019 Perşembe
21 Ağustos 2019 Çarşamba
20 Ağustos 2019 Salı
19 Ağustos 2019 Pazartesi
18 Ağustos 2019 Pazar
17 Ağustos 2019 Cumartesi
Günün Birinde
Bu devran hep böyle sürüp gitmez ki;
Sen de solacaksın günün birinde...
Aklına gelecek ayrılığımız,
Pişman olacaksın günün birinde...
Senin de saçına karlar yağacak,
Senin de gözüne yaşlar dolacak...
Unut demek dile kolay
Ateş düştüğü yeri yakar
Anlamaz ki o zalim yar
Gezer gezer uzaktan bakar
Seni ben ben işte böyle
Severim böyle sevince
Yaşarım güzelliğince
...
Ateş düştüğü yeri yakar
Anlamaz ki o zalim yar
Gezer gezer uzaktan bakar
Seni ben ben işte böyle
Severim böyle sevince
Yaşarım güzelliğince
...
16 Ağustos 2019 Cuma
14 Ağustos 2019 Çarşamba
13 Ağustos 2019 Salı
Resim
Selamlar, daha önce bahsettim mi bilmiyorum ama resme bayılıyorum. Pinterest’ten keşfettiğim Marjorie Miller’a ait olan illüstrasyon örneğini resmettim; yorumlarınızı beklerim...
10 Ağustos 2019 Cumartesi
Ivır Zıvır
Selamlar balkon sefası yapayrum daa Eskişehir’de; yarın memlekete dönüyorum malum bayram ziyaretleri falan filan...
Öncelikle ağzımı açasım gözümü yumasım var emme bana eşlik eden şarkıyı dinleyelim beraber;
Ne diyoduk, bi koşu çekirdek kapıp geliyorum durun... Hayat nasıl bu kadar kısayken; günler, seneler bitmiyor ve bu döngü sürüp gidiyor? Bakın evet evet kaldırın başınızı gökyüzüne bakın ay doğdu bile geceye hazırlık içinde kainat. Dün geceden bu yana kaç bin sonsuz sa-li-se geçmedi veya geçti?
fato’nun bügününden geçen veya geçmeyen kesitler...
-pamela (aşk sevgiden beter)
-o mor çiçek
-çiçeğin üstündeki arı
-köprü
-kitap
-nehirdeki balık
-parfüm (kokular)
-kol saati
-çin lokantası
-patates kızartması
-çay
-oturduğum bank
-süpermarket
.
.
.
Ya sonra?
edit : kafamdakileri yazmayı unutmuşum; benden geçen geçemeyen insanları; düşüne düşüne bir hal olduğum, sevdiğim insanları...
9 Ağustos 2019 Cuma
Eskişehir
Herkese selam :)) Şu an Porsuk çayının kenarına çömelmiş size Eskişehir’i gezdirmeye hazırlanıyorum; hazırsanız başlayalım...
Ooo fatoş ters köşe yaptın çibörek gösteriyon bize :)) huyum kurusun efem...
Yukarıdaki resim Çağdaş Cam Sanatları Müzesinden...
Eskişehir denince akla lüle taşı geliyor; bayıldım ben nitekim çok tatlı hediye dükkanları var Odunpazarı’nda; takviye yaptım oradan baykuşlu, taşlı tuşlu bi şeyler:)
8 Ağustos 2019 Perşembe
Hatıra
Selam efenim saatler evvel Aşti’den gara geçmek için taksiye bindim; şöför abi ile muhabbete daldık hemen didi ki ‘sen akıllı, zeki bi kıza benziyosun; seni uzaktan gördüm de şe didim hoca hanım geliyo... benim kabardı tabii koltuklar; est. filan diyorum; askerliğini Diyarbakır’da yapmışmış; ben didi Doğudaki insanları çok severim didi orada kimin kapısını çalsan seni buyur eder didi inerken de mutluluk iki yakanı bırakmasın; Eskişehir’e bol selam didi tonton amcam; bu da böyle bir anımdır...
Hızlı trende bile okuyan bir kızım (tamam fatma sensin, çok övme kendini:) yukarıdaki resim Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku romanından, İlhami Algör’ün. Resimler de mevcut ara ara Seda Mit imiş desenlerin sahabısı. Çok etkileyici, tavsiye ederim; okuyunuz... Ondan sonaa bir de şu an dinlediğim şarkıyı atayım; hoşçakalın...
6 Ağustos 2019 Salı
Kastamonu
Ya yeterin artık otur oturduğun yerde deseniz de “Nayırr! Nnaslaa!” diyor ve soluğu Eskişehir için tatil planı ayarlamakta alıyorum :))
Evett burası böyle hafiften bi Balkanların havasını hissedebileceğiniz ahşap minareleri, türbeleri, bedestenleri vs. bol olan ve zaten kültür başkenti de seçilmiş enfes bir şehir, bundan sonrası bol resim...
Bu resim Arkeoloji Müzesinden, ikona...
5 Ağustos 2019 Pazartesi
4 Ağustos 2019 Pazar
Amasya - 2
Yukarıdaki resim Şeyh Hamdullah Yazı Tarihi ve Hüsn’ü Hat Müzesinden; çok enteresan geldi bana İnkalıların kullandığı teknik, sizce? Bu arada bu müzede enfes hat ve ebru sanatı örnekleri var hayran kaldım...
Bu da Sabuncuoğlu Şerafettin Müzesinden; burası aynı zamanda bimarhane olarak kullanılıyormuş eskiden nitekim içinde akıl hastalarına yönelik müzik aletleri de sergileniyor. Ve de büyük bir kısım Şerafettin’in tıpta kullandığı tıbbi aletler, tohumlar, bitkilerden v.s oluşuyor...
Nitekim bu ağacın gövdesine sarılıp düşündüm bir müddet sevgili okuyucu, o sert kabuğunun içinde neleri, kimleri biriktirmiş de dimdik ayakta duruyor acaba ne dersiniz?
Keşkek yemeden olmazdı tabii:) Son olarak bakın bakalım Amasaya’da gece nasıl oluyormuş...
3 Ağustos 2019 Cumartesi
2 Ağustos 2019 Cuma
Fahrenheıt 451 - Ray Bradbury
Montag çocukken bir keresinde, masmavi ve sıcak bir yaz gününün ortasında, deniz kıyısında, sarı bir kumula oturup bir eleği kumla doldurmaya çalışmıştı... çünkü zalim bir kuzeni, “Bu eleği doldurursan on sent alacaksın!” demişti. Montag ne kadar hızlı dökerse kum o kadar hızlı bir şekilde,sıcak bir fısıltıyla elekten geçiyordu. Montag’ın elleri yorulmuştu, kum taneleri kaynıyordu, elek boştu. Temmuzun ortasında, çıt çıkarmadan orada otururken yanaklarından süzülen gözyaşlarını hissetmişti.
....
ama Montag kitabı ellerinde tutuyordu ve aklına aptalca bir fikir geldi: Yeterince hızlı okursan, hepsini okursan belki kumun bir kısmı elekte kalır. Ama okuyunca sözcükler aradan döküldü ve Montag şöyle düşündü:Birkaç saat sonra karşımda Beatty olacak ve bunu ona teslim edeceğim, bu yüzden hiçbir cümle benden kaçmamalı, her satırı ezberlemeliyim. Kendime bunu yaptırmak için irade gücümü kullanıyorum.