Hesap Kitap

ay nedir bu cazlar bluzlar derseniz -dediniz, biliyorum- sizleri zekimin mürenime alayım evvela;

İzlediğim filmler; 

1. NINOTCHKA - Ernst Lubistch (1939)

Tatlı mı cicili bir film. Yönetmeni alnından öpmek gerek zira ‘devrim’'i hem de Rus olanını  komedi ile birleştirmek ender rastlanacak bir yetenek(aklıma fellini gelmedi değil:). Greta Garbo’da bonus üstelik... Bana iyi geldi bu film, çok beklentiye girmemek lazım...

2. LARA - Jan-Ole Gerster (2019)

Geçen hafta sonuna sığdırdım Lara’yı. Etkileyici, oldukça hem de. Film  yüksek bir binada açık cam kenarına oturmuş ve bizlere sırtını dönmüş Lara ile açılınca bir şeylerin ters gideceği seziliyor... Lara yaşamında başarıyı temel alan, oğlunda başta olmak üzere çevresindekilerde de aynı çabayı görmek isteyen bir tipleme. Bu uğurda piyano öğrenmeye çalışan küçücük evladını(Viktor) dahi acımasızca eleştirmekten de çekinmez.

Ancak bunu oldukça doğal bir şekilde yapar ki... Etkileyiciliği bu sebepten aslında. Viktor büyümüş, ilk konserini verecekken bir kez daha sırt çevirir onun müziğine. Başkalarına sırf bu konser için cebinden aldığı fazladan biletler bir tarafa oğlu tam bestesini çalarken salonu terk eden Lara bir 

tarafa...

Sonu mutlu biten filmlerden, belki de, en azından Lara için...

— 

Dostoyevski’nin tüm kitaplarını tekrar okuma kararı aldım bu sene. Karamazovlardayım şu an. Daha çok Rus edebiyatı okumak istiyorum... 

Gorki de okuyorum -aynı anda sonsuz kitap okuyabilengillerdenim efem-  Benim Üniversitelerim. Üçlemeye neden son kitaptan başladın derseniz cevabım: ‘hiçbir fikrim yok’ :)

Kazan’da okuduğu dönemi anlatıyor Gorki. Esasında fırında çalışıyor harçlığını çıkarabilmek için ancak okumaya çok meraklı. Zamanını daha çok kitap okumaya harcamak istiyor.

Gorki en en sevdiklerimden zaten. Ne yazsa okurum...