26 Ocak 2020 Pazar

Şimdi Sevişme Vakti*

çıplak heykeller yapmalıyım,
çırılçıplak heykeller
nefis rüyalarınız için
ey önünden geçen ak sakallı kasketli,
yırtık mintanından adaleleri gözüken,
dilenci
sana önce
şiirlerin tadını
aşkların tadını
kitaplardan tattırmalıyım
resimlerden duyurmalıyım, resimlerden...

şu oğlan çocuğuna bak
fırça sallıyor
kokmuş manifaturacının ayağına
dörtyüzbin tekliğinden
on kuruş verecek

seni satmam çocuğum
dörtyüzbin tekliğe,
ne güzel kasların var
ne güzel bileklerin
hele ne ellerin var, ne ellerin.

söylemeliyim,
yok
yok... meydanlarda bağırmalıyım.
bu küçük
güllerin buram buram tüttüğü
anadolu şehri kahvesinde
kiraz mevsiminin
sevişme vakti olduğunu.

resimler seyrettirmeli, şiirler okutturmalıyım
baygınlık getiren şiirler
kiraz mevsimi, kiraz
küfelerle dolu pazar.
zambaklar geçiriyor bir kadın.
bir kadın bir bakraç yoğurt götürüyor
sallıyor boyacı çocuğu fırçasını
belediye kahvesinde hala o eski, o yalancı
o biçimsiz bizans şarkısı.

sana nasıl bulsam, nasıl bilsem,
nasıl etsem nasıl yapsam da
meydanlarda bağırsam
sokak başlarında sazımı çalsam
anlatsam şu kiraz mevsiminin
para kazanmak değil 
sevişme vakti olduğunu...

bir kere duyursam hele güzelliğini, tadını,
sonra oturup hüngür hüngür ağlasam
boş geçirdiğim, bağırmadığım, sustuğum günlere
mezarımda bu güzel, uzun kaşlı boyacı çocuğunun
oğlu bir şiir okusa
karacaoğlan'dan
orhan veli'den
yunus'tan, yunus'tan...

sait faik abasıyanık
*ezginin günlüğü

2 yorum: