8 Nisan 2021 Perşembe

Koleksiyoncu - John Fowles

  

   Efenim; merhabalar... Baktım da son yayın yirmi üç şubatta imiş oysa bu blogun kaderi bu olmamalı dedim ve geçtim pc başına... Neler yapıyorsunuz? Ben sonunda bir kitabı bitirebildiğim için çok mutluyum... =))




John Fowles methini Büyücü ile duymuştum esasen fakat kitaplığımda koleksiyoncu var idi... Bu kitap ile yazarın dünyasına giriş yaptım ve devamı muhakkak gelecek diye düşünüyorum... Uzun zamandır bir kitap elimde sürünmeden akıp gitti... The Collector, 1963 yılında Münir Göle çevirisi ile yayınlanan   müthiş keyif alarak okuduğum bir ilk roman... 

 Gelelim konusuna... Miranda'nın Caliban yakıştırması yaptığı, büyük ikramiye talihlisi orta sınıf genç adamın Londra'ya birkaç saat uzaklıktaki ıssız bir yere güzel ve asil Miranda'yı kaçırması ile gelişen olaylar diyebiliriz... Caliban'dan;

'Oraya esrarengiz bir misafiri barındırmaya uygun bir yer olup olmadığını görmek niyetiyle gitmediğimi bir kez daha belitrmek isterim. Niyetimin ne olduğunu gerçekten söyleyemiyorum.
Bilmiyorum, işte o kadar! Yaptığımız şeyler, daha önce yaptıklarınızı belirsizleştirir.'

 Kitap üç bölümden oluşuyor. İlk bölümdeki olaylardan Caliban'ın ağzından ikinci bölümdekilerden ise Miranda'nın tuttuğu günlükten haberdar oluyoruz... Sonuç bölümü ise epey hüzünlü... Bir de ayrı bir parantez açmazsam olmaz ki o da Miranda'nın kendinden yaşça epey büyük G. P. 'ye olan aşkı...

'Her şey değişiyor. G. P.'yi düşünüp duruyorum: Onun ve benim söylediğimiz şeyleri ve ikimizin de birbirimizi gerçekte asla anlamadığımızı. Hayır, sanırım o anlıyordu. Olasılıkları benden çok daha çabuk ortaya koyabiliyordu. Bu mahzende çok çabuk büyüyorum. Mantarın yerden bitmesi gibi. Yoksa dengemi mi yitirdim diye düşünüyorum. Belki de hepsi bir düşten ibaret. Ama kalemin ucunu etime batırdığımda canım yanıyor. Belki düş içinde düş görüyorum.
Şimdi kapıda belirseydi, kollarına atılırdım. Haftalar boyunca ellerimi bırakmasın isterdim. Yani onu öteki şekilde, onun arzuladığı şekilde sevebileceğime inanıyorum şimdi.'

 Falan filan işte... Sizler okudunuz mu kitabı şayet okumadı iseniz bi'bakın derim ben... Birçok filme ve diziye başlayıp bitiremiyorum yine... =)) Hepsine ayrı bir post yazmayı düşünüyorum izledikçe... Daha sık görüşmek dileğiyle; sevgiler!




3 yorum:

  1. Filmi de olduğunu senden öğrendim İlkay :-) Kitaba muhakkak bakmanı öneririm..

    YanıtlaSil
  2. John Fowles'den yalnızca Fransız Teğmenin Kadını'nı okudum, çok beğenmiştim ve yazarın diğer kitaplarından devam edecektim ama olmadı bir türlü. Blogunuzda görünce artık yeni bir kitabını okuyayım diye düşündüm, Koleksiyoncu'ya bir bakayım elinize sağlık:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Gül, Fransız Teğmenin Kadını romanı hayatımdaki en sevdiğim roman olabilir... Çok sevindim, iyi okumalar dilerim. :)

      Sil