Montag çocukken bir keresinde, masmavi ve sıcak bir yaz gününün ortasında, deniz kıyısında, sarı bir kumula oturup bir eleği kumla doldurmaya çalışmıştı... çünkü zalim bir kuzeni, “Bu eleği doldurursan on sent alacaksın!” demişti. Montag ne kadar hızlı dökerse kum o kadar hızlı bir şekilde,sıcak bir fısıltıyla elekten geçiyordu. Montag’ın elleri yorulmuştu, kum taneleri kaynıyordu, elek boştu. Temmuzun ortasında, çıt çıkarmadan orada otururken yanaklarından süzülen gözyaşlarını hissetmişti.
....
ama Montag kitabı ellerinde tutuyordu ve aklına aptalca bir fikir geldi: Yeterince hızlı okursan, hepsini okursan belki kumun bir kısmı elekte kalır. Ama okuyunca sözcükler aradan döküldü ve Montag şöyle düşündü:Birkaç saat sonra karşımda Beatty olacak ve bunu ona teslim edeceğim, bu yüzden hiçbir cümle benden kaçmamalı, her satırı ezberlemeliyim. Kendime bunu yaptırmak için irade gücümü kullanıyorum.
👍👍👍
YanıtlaSil:)
SilOkunmayı bekleyen kitaplarım arasında, en kısa zamanda okuyacağım.
YanıtlaSilBekletme bence Kitap Gizi :)
Silfahrettin iyidir şöminede iyi gider :)
YanıtlaSil;)
Sil