Aslında çok fazla doluyum bu aralar amma nedense (evet, biliyorum nedenini...) tek kelime edesim gelmiyor be blog! Karamazov bitti bitecek amma... Derince, inceden bir sayıklamak lazım işte o zaman, buralarda olurum herhalde...
24 Şubat 2020 Pazartesi
İnişlerim Çıkışlarım
Aslında çok fazla doluyum bu aralar amma nedense (evet, biliyorum nedenini...) tek kelime edesim gelmiyor be blog! Karamazov bitti bitecek amma... Derince, inceden bir sayıklamak lazım işte o zaman, buralarda olurum herhalde...
22 Şubat 2020 Cumartesi
20 Şubat 2020 Perşembe
18 Şubat 2020 Salı
15 Şubat 2020 Cumartesi
14 Şubat 2020 Cuma
Love Day
Evet sevgili bloggerlar ve blogger okuyucuları elbette bu saçma günde bir şarkı paylaşacağım. Benden bekleyeceğiniz üzere bir ayrılık parçası olacak çok eskilerden. Hepimize iyi geleceğini düşünüyorum.
11 Şubat 2020 Salı
6 Şubat 2020 Perşembe
Yalan da Olsa / Pus
Yalnızım,
yalnızlığım beni
dinlemekte
Yalan da olsa ne var
bu şarkıyı söylemekte
Yalan da olsa
içimden bir bulut
akıp gidiyor
...
Bir de Eloğlu yapalım mı bugün?
PUS
Alınganım geliverdim
Masal anlatmasını hiç bilmem
Ama buralar nere
Sen kimsin
Sis düdükleri
Niye tekliyor
Gidersem gelmem
4 Şubat 2020 Salı
Beyaz Kale - Orhan Pamuk
Selam blogcanlar :D Eski ve sararmış bazan ortasında bir gül kurusu unutulmuş sahaflık kitapları okumaya bayılıyorum. Kar var burada, hava böyle olduğunda Pamuk gelir benim aklıma nedense, efsunlu üslubu davet eder usul usul yağan kar taneleri müphemliğini derinlerimde hissetmeye...
Ne diyorduk! Okunmuş kitapları severim. Benden önce okuyan birinin altını çizdiği satırlar insanlığın gizemli bir yekvücut olma halini hatırlatıyor bana. Pamuk bu kitabında ‘ben ve öteki’ kavramını; on yedinci yüzyılda birbirine fiziksel olarak da aşırı benzeyen biri italyan denizci diğeri Hoca lakaplı, astronomi ile ilgili türk bilim adamının kesişen öyküsü aracılığıyla bizlere aktarıyor. Henüz bitirmemiş olsam da kitabı yetmiş birinci sayfadaki altı önceden çizilmiş satırları paylaşmak isterim sizlerle:
2 Şubat 2020 Pazar
1 Şubat 2020 Cumartesi
Köpek Kalbi - Mihail Bulgakov
Kim derse,başkası da var, güzellikte sana denk
Aşkınla yana yana, ederim onunla ölümüne cenk...
Sevilla’dan Granada’ya, sessiz alaca karanlığında gecelerin
İşitilir serenatlar, işitilir şakırtısı kılıçların.
Çok kan dökülür, çok şarkılar söylenir güzeller uğruna.
Ben de kan dökecek, şarkı söyleyeceğim en güzel olana.
Ah, Bulgakov! Favori yazarlarımı okumaya devam ediyorum. Bulgakov’dan Usta ile Margarita’yı okumuştum evvelden. Define gibidir yazıtları, biraz eşelemek lazım dipteki elması bulmak için yazarın cümlelerini, hikayelerini... Yukarıdaki kitapta sıklıkla geçen dizeler ise Çaykovski’nin Don Juan operasından bir romansa ait.
Bolşevik devrimin henüz ilan edildiği yıllar... Burjuva sınıfından doktor Filip Filipoviç’in sokak köpeği Şarik üzerinde yaptığı bir deney bahis konusu. Şarik doktorun evinde bir hafta geçirdikten sonra ameliyathaneye alınıyor. İnsan hipofiz ve er bezleri köpeğe yerleştiriliyor. Sonrası mı?
Şarik okuyor efendim... Dış görünüş olarak tam bir insan yapısına bürünüyor vücudu ve hatta sigara bile içiyor. :) Hipofiz, sen nelere kadirsin...
Küstah davranışlarda bulunuyor bizim köpek adam bir müddet sonra. Küfürlü konuşmalar, tükürmeler filan. Filipoviç bir zamanlar kemer altlarında donduğunu hatırlatıp dikkatli olması için uyardığında ise yapılan iyiliği yüze vurmakla suçlanıyor artık bir soyadı bulunan Şarikov tarafından...
Bu minvalde devam ediyor kurgu... Yediği naneler bini aşınca bir diğer doktor Bormentol deney varlığını yok etmeyi önerdiğinde doktora:
“Hayır, bunu yapmanıza izin veremem, canım evladım. Altmış yaşındayım. Size tavsiyede bulunabilirim yani. Asla suça bulaşmayın, kime karşı olursa olsun. Yaşlandığınızda elleriniz temiz olsun.”
dese de Filipoviç, sık sık sarhoş dolaşan Şarikov kendi ölümünü kendi davet ediyor, revolverini doktora doğrultunca etkisiz hale getiriyor Bormental deneyini... Finalde tekrar ilk haline, köpeğe dönüyor Şarik.
Elbette birçok alt metin, mesaj barındırıyor bu kısa öykü. Devrim güçleri tarafından yeni düzene zorlanan halkın durumu temsil ediliyor arka planda. Şans verin derim okumalarınızda Köpek Kalbi’ne...
Yine kitaptan bir dize ile bitireyim;
“Kutsal kıyılarına Nil’in...”
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
geziyoruz tozuyoruz
bayram'da kısa da olsa mahşeri istanbul kalabalığına karıştım.. lale mevsiminde gitmeyi çok istiyordum, emirgan korusunda idim bayramı...