‘O ne içine Schopenhauer kaçmış gibi’ bizzat duyduğum bir laf öbeğidir efendim. Bu kitabı az önce bitirmiş bulunmaktayım. Alıntılar;
Haksız yahut kötü niyetli eylemler bunları işleyen insan için yaşama iradesini olumlamasının gücünün ve dolayısıyla onu gerçek kurtuluştan, yaşama iradesinin yadsınmasından ve neticede bu dünyadan kurtulmaktan uzaklaştıran mesafenin bir işaretidir. Bunlar aynı zaman da onun kurtuluşa erişmezden evvel tedrisatından geçmesi gereken uzun bilgi ve ıstırap okulunun da bir işaretidir. Bu tür eylemlere maruz kalan insan bakımından bunlar, kabul, maddi bakımdan kötüdür, fakat metafizik bakımdan bir iyilik ve aslında faydalı bir şeydir, çünkü bunlar onu gerçek kurtuluşa götürmeye katkıda bulunurlar.
O zaman yaşlılık ve tecrübe el ele,
Götürür onu ölüme ve anlatır ona,
Böylesine acılı ve uzun bir arayıştan sonra Bütün hayatının yanılgılarla dolu olduğunu.
Bu arada gerek insanların gerekse hayvanların dünyasında bu fevkalade büyük, çeşitli ve dipsiz devinimin iki basit dürtü -biri açlık diğeri cinsellik dürtüsü, belki bunlara biraz can sıkıntısı da yardım edebilir- aracılığıyla ayakta tutulduğunu ve sürdürüldüğünü, bunların bu denli karmaşık bir mekanizmanın primum mobile'sini* biçimlendirecek, bu tuhaf varyete gösterisini sahnede tutacak güce sahip olduklarını görmek insanı şaşırtır.
Biraz daha yakından baktığımızda, daha başından inorganik maddenin varlığına nihayetinde onu tüketip bitiren kimyasal güçlerin sürekli olarak saldırdığını görürüz. Buna karşılık, organik varoluş ancak maddenin sürekli değişimiyle mümkün hale gelir ve eğer dışarıdan sürekli yardım almasa ya da tedarik görmese var olamaz. Dolayısıyla kendi başına organik hayat parmak ucunda bir çubuğu dengelemeye benzer; sürekli hareket halinde tutulmalıdır; bu yüzden o ardı arkası kesilmeyen bir ihtiyaç, mütemadiyen yinelenen bir yoksunluk ve sonsuz bir sıkıntıdır. Bununla beraber bilinç ancak bu organik hayat sayesinde mümkündür.
* (İlk hareket ettirici, ilk dürtü.)
Ve buraya alakasız bir şarkı bırakıyorum;
BÖYLE HAYATI SORGULAYAN YAZARLARI HERKES OKUMALI BENCE. ÇOK TEŞEKKÜRLER FATOŞ.
YanıtlaSilEğitim Pınarı; ne demek.. Evet katılıyorum..
Silha haa şopenhaver ve hey douglas. ay bak bence dee, ölüm ve yalnızlık korkularıııı :)
YanıtlaSilkorku yok bende deep olanlardan uzak duruyorum, teşekkür (:
SilGüzel bir kitaba benziyor okuma listeme eklicem yazı için teşekkürler
YanıtlaSilhttps://www.blogemircan.com/ bloguma sizi de ziyarete beklerim.
Teşekkür, elbette.
SilDertlendim; Fuzili'den bir beyit yazayım dedim:
YanıtlaSilNe yanar kimse bana âteş-i dîlden özge
Ne açar kimse kapım bâd-ı sabâdan gayrı
Çok hoş, eyvallah
Sil