YÖNETMEN: JEAN - LUC GODARD
Çok sevdiğim yönetmen filmlerini izlemeye devam ediyorum, herkese selamlar. Bu filmin açıklanmaya ihtiyacı yok, her repliği bir kitap mahiyetinde zira... Ben de sizler için tekrar yazacağım bir kısmını...
Onlar fotoğraflarını çekedursun, çocuk sargılarını yavaş yavaş çıkardı.
Sonunda bütün sargılar çıkınca, bir de baktılar ki yüzünde bir şey yok.
O zaman tabii gazeteciler homurdanmaya başladı.
Bu Çinlilerin de hepsi numaracı. Şaklaban bunlar. Ne bu rezalet böyle?
Ama onlar işin özünü anlamamıştı.
Bunun tiyatro olduğunu anlamamışlardı.
Gerçekliği yansıtmak anlamında hakiki tiyatro.
Yani Brecht ya da hatta Shakespeare gibi bir şey.
Şiirde Mayakovski, sinemada Sergei Eiseinstein ve sosyalist bir sanatın tanımını ortaya koymak için savaşanlar ... kış sarayının alınmasından iki ay sonra emperyalist dili kabul eden Troçki ve diğerleri tarafından sırtlarından hançerlenmiştir.
Sanat, görünür olanı yeniden üretmez. O görünür kılar.
Mısırlılar dillerinin tanrıların dili olduğuna inanırlarmış. Bunu kanıtlamak için, bir gün yeni doğmuş çocukları her tür toplumsal ortamdan kopuk bir eve kapatmışlar. Kendi kendilerine Mısırca öğrenip öğrenmeyeceklerini görmek istemişler. 15 yıl sonra gelip bakmışlar. Bir de ne görsünler? Çocuklar aralarında konuşuyormuş konuşmasına da koyunlar gibi meleyerek. Biz de kendimize bir daireye kapatmıştık ya. Marksizm - Leninizm de bizim için biraz koyunlar gibiydi işte.
Çok güzel bir yazı ellerinize sağlık... Takibe aldım :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim, bilmukabele..
Silfatoş yazı güzel fakat teman çok küçük ya neden böyle :)
YanıtlaSilMehmet, teşekkür ederim, şimdi nasıl :)
Silbrecht, şekspir, mayakovski, ayzenştayn, hepsini çok seviyom. mayakovski nin şiir nasıl yazılır kitabı var yaa :) ayzenştayn potemkinin hastasıyım. şekspir gelmiş geçmiş en iyi yazar, tek rakibi balzak hihihi :) brecht her şeyiyle süper. tiyatro, şiir, edebiyat eleştirisi. büyük öğretmen oooo :)
YanıtlaSilbrecht tek başına film olur :) mayakovski okuyayım, teşekkür :)
Silamaa godarda çok sempati duyamıyom. yaniii yeni dalgacı olarak seviyom tabii. en sevdiğim sinema akımı o. bir de italyan yeni gerçekçiliği. godardın genelde ilk filmlerini daha çok seviyom. daha olgunluk dönemi filmlerini çok deneysel, biraz soğuk buluyorum yaa :) bi dolu izledim. ama vivre sa vie filmine de hastayım yaniii :) bi de godard bi filmde oynamış. arkadaşı yeni dalgacı eric rohmer'in bir filminde. pikap başında plak değiştirip ayakta müzik dinliyo salonda dolaşıp hihihi :) eric rohmer en sevdiklerimdeeen :)
YanıtlaSilbu film cesur cidden, rohmer pek severim ben de :)
Sil