Ah! Schumann - Kinderszenen dinlerken yazıyorum sizlere ve üçüncü Rohmer filmini de bitirmenin verdiği haklı gururu ve hazzı yaşıyorum. Efenim bu film yönetmenin dört mevsim hikayeleri dörtlemesinin ilk filmi imiş, mevsim ne mi filmde? Elcevap: İlkbahar...
Ah ki ne ah! Felsefe var burada, Kant var mesela... Evini kısa bir süreliğine kuzenine emanet eden felsefe öğretmeni Jeanne, bir partide tanıştığı Natacha ile dost olur ve onun evinde kalmaya başlar. İlkbahar olunca konu; sık sık sayfiye alanındaki evlerine de giderler birlikte, Paris ilkbaharda da muhteşem tabii...
Eski aile evleri olunca burası Natacha anılarını dökmeye başlar Jeanne'e ki belirtmeden geçemeyeceğim; büyükanne ve büyükbabasının enfes tabloları var bu evde. Natacha, babasının kendisi ile yaşıt sevgilisinden memnun değil... Anne ve babası ayrı bu arada uzun zamandır. Bu minvalde devam ediyor hikaye; olaylar olaylar yani...
Bir de kayıp bir kolye var aile yadigarı. Finalde müthiş bir şekilde bağlamış Rohmer olayı, her şeyin özeti gibi olmuş. Ben bir saniye bile gözlerimi ayıramadım filmden, şimdiden sizlere de iyi seyirler diliyorum!
Rohmer etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Rohmer etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
20 Kasım 2019 Çarşamba
14 Kasım 2019 Perşembe
La femme de l’aviateur
Ah, nasıl girsem söze bilmiyorum inanın... Biliyorsunuz Rohmer ayı ilan etmiştim Kasım'ı, seçtiklerimden ikinci filmi de izledim. İnanılmaz, çok net vuruşlar var bu filmde, acayip keyif aldım izlerken. İyi ki daha fazla geç kalmamışım izlemek için dedim... Efendim coşkunluğumu mazur görün, şimdi de filmi anlatayım biraz...
François sevgilisi Anne'yi, Anne'nin eski erkek arkadaşıyla görür, işkillenmeye başlar. Erkek arkadaşını takip etmeye başlar ve onu başka bir kızla görür... Bu sırada henüz on beş yaşında olan Lucie ile karşılaşırlar parkta. Lucie; sevgilisinin sevgilisini başka bir kızla yakaladığını ispatlamak için parkta sevgililerin yanında bulunan ve fotoğraf çeken çifti gösterir François'e eğer isterse cazibesi ile çiftten fotoğraf makinesini alabileceğini, sevgililerin fotoğrafını çekebileceğini söyler... Bu park sahnesi oldukça etkileyiciydi gerçekten.
François; Lucie'den ev adresini alır daha sonra onu durumdan haberdar edebilmek için. Anne'nin evinde bulur kendini. Ancak Anne isteksizce yaklaşır sevgilisine, yorulduğunu ve dinlenmek istediğini söyler. Ayrıca ilişkilerinde oldukça rahat bir insandır Anne nitekim bu durumu şu sözlerinden anlayabiliriz;
-Bana göre aşk; beraber yaşamak değildir, yapışkan şeylerden nefret ederim. Ayrılık kalbi sevgiyle doldurur.
Spoi vermeyeceğim filmin büyüsünü bozmamak adına ancak finalde dumura uğradım ben...
8 Kasım 2019 Cuma
L'ami de Mon Amie
İlk filmimi izledim, Rohmer'den. O kadar doğaldı ki her şey. Saf, tertemiz bir sinemasal deneyim oldu benim için bu film. Oyunculuklar yapmacıklıktan çok uzak; replikler, sekanslar... Lea ile Blanche yakın arkadaşlar ve film boyunca arkadaşlıklarını sorguluyorlar sevgilileri üzerinden... Blanche; içe dönük, sevecen ve tabii ki daha sessiz bir kız. Lea ile sevgilisi Fabien bir dargın bir barışık yaşarlarken, Blanche da genç bir mühendis olan Alexandre ile takılır bir süre. Filmin sonunda ise tüm roller yer değiştirecek :)
Filmden bir replik de dursun burada;
Blanche, Alexandre için der ki Fabien'e:
-Onu değil de, Yalnızca görüntüsünü sevdiğimi farkettim
yapay bir görüntü.
Çocukça rüyalar görmek için fazla büyüdüm.
Ama şimdi bitti. Görüntü tamamen soldu.
Her şey bir anda yok oldu. Tüm hislerim.
Acı bile hissetmedim. Bir anda her şey baştan başa değişti.
Fabien:
-Görüntüler bile bu kadar çabuk kaybolmaz.
Blanche:
-Olur.
Bir ay önce, eğer bana aşık olsaydı, Ya da söyleseydi,
Çok heyecanlanırdım.
Hayatım boyunca güvende olacakmışım gibi hissederdim.
Neden bir ay önce dediğini anlamışsınızdır çünkü artık yanında Fabien var, keyifli seyirler izleyecek olanlara :))
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
2024 Güz
Merhaba merhaba blog dostlarım... Epey'bi zamandır ortalıkta olamasam da yazdıklarınızı okuyorum, çünkü ben buyum, okurum, yazarım yo...