8 Mayıs 2020 Cuma

Nikolay Gogol - Taras Bulba




   Selamlar, uzun zamandır kitap girdisi yapamıyordum. Esasen çokça okuyorum bu zamanlarda... Biteli az zaman oldu Taras Bulba'nın. Gogol ne muhteşem bir yazar ama! Bu kitapta Ukrayna kazaklarının tatarlarla ve lehlerle olan mücadeleleri anlatılıyor. Bir nevi Gogol'un içinde büyüdüğü Rus toplumuna borcunu ödemesi gibi rusların kahramanlaklırıyla dolu idi kitap.

   Taras Bulba ve iki oğlunun savaşçı yönleri ön plana çıkıyor giriş bölümünde. Koşeyov (Zaporojye ordusunun genellikle bir yıllığına seçilen atamanı), onuçi (Geleneksel Rus köylü giyiminde dize kadar sarılan kumaş parçası) vb. birçok bilmediğim kelime vardı ayrıca orta asyalılar ile ilgili de ne çok bilmediğim kelime vardı, neyse öğrenmiş olduk. ;)

   Gogol dedik ya, aşk olmaz mı efendim hiç? Hem de ne aşk! Öyle ki Taras'ın büyük oğlu Andriy uğruna her şeyini öne sürecektir bir tatar kadın için. Destansı ögeleri barındıran kitap adeta bizim edebiyatımızda yiğitlik üzerine söylenen koşuklar gibi. Altını çizdiklerime gelirsek:

  Bulba gerçekten de ola ki bir yerde bir pusu vardır diye sakınmaya başladı. Atlarını Tatarka olarak adlandırılan, Dinyeper'e dökülen küçük bir çaya doğru dörtnala sürdüler, suya atlarıyla birlikte atıldılar, izlerini yok etmek için uzun zaman yüzdüler, kıyıya ancak ondan sonra çıkıp yollarına devam ettiler. 

 Ne var ki şimdi eskisinden kat kat daha güzel, kat kat daha büyüleyiciydi. O zamanlar bitirilmemiş, tamamlanmamış bir şey vardı onda; şimdi gördüğüyse sanatçının son fırça darbesini vurduğu bir yapıttı.

 "Çariçe! diye haykırdı. "Sana ne gerekiyor, ne istiyorsun? Emret bana! Dünyada en yapılamayacak görevi ver; yerine getirmek için koşup giderim. Yapmaya hiçbir insanın gücünün yetmeyeceği şeyi söyle; onu yerine getiririm, kendimi öldürürüm. Öldürürüm, öldürürüm! Kendimi senin için öldürmek de, kutsal haç adına yemin ederim, bana öyle tatlı gelir ki... fakat bunu anlatmak imkansız! Üç çiftliğim var, babamın at sürüsünün yarısı benim, annemin babama getirdiklerinin hepsi benim, hatta annemin babamdan sakladıkları bile hep benim. Bende olan silahlar gibisi şimdi bizim Kazakların arasında yok; kılıcımın yalnızca kabzasına en iyisinden bir at sürüsü ve üç bin koyun veriyorlar. Bütün bunların hepsinden vazgeçerim, hepsini bırakırım, terk ederim, yakalarım, ateşe veririm, senin ağzından çıkacak tek bir söz için, hatta ince kara kaşını bir kıpırdatışın için bile bunların hepsini yaparım!" (Nasıl, eridimi sizinde içinizin yağları?:)

6 yorum:

geziyoruz tozuyoruz

 bayram'da kısa da olsa mahşeri  istanbul kalabalığına karıştım.. lale mevsiminde gitmeyi çok istiyordum, emirgan korusunda idim bayramı...