23 Kasım 2021 Salı

Metzengerstein - 1832

        

Poe, iki düşman ailenin hikayesini anlatıyor bu öyküsünde. Konusu ise reenkarnasyon, ruh göçü, yaşam döngüsü vs. adına ne derseniz... 

   Ruh "bir bedende ancak bir defa bulunur. Bu yüzden bir at, bir köpek ve hatta bir insan bu varlıklara yanıltıcı bir benzerlikten başka bir şey değildir."

     

 Berlifitzing ve Metzengersteinler, ezeli düşmanlar üstelik Macaristan gibi bir yerde karşılıklı kaleleri bulunan komşular da birbirlerine... Metzengersteinlerin varisi genç Baron Frederick ve av düşkünü ihtiyar Berlifitzing Kontu Wilhelm...

   Eski bir kehanet "Atının üzerindeki bir şövalye gibi, Metzengerstein ölümlülüğü Berlifitzing ölümsüzlüğüne üstünlük sağladığında, büyük bir isim, müthiş bir düşüşe maruz kalacak."

 Genç Baron sınırsız servetinin de etkisiyle zalimlikte sınır tanımamaktadır... 

"Huyu suyu böylesine iyi bilinen, bu kadar genç birinin böylesine görülmemiş bir servetin sahibi olması, onun ileride ne şekilde davranacağı hususunda tahminler yürütülmesine yer bırakmıyordu. Gerçekten de üç gün gibi kısa bir sürede, yeni varisin davranışları Herodes'e* rahmet okuttu ve en coşkulu hayranlarının bütün beklentilerini fersah fersah aştı"

                                                         

 Kontun acımasızlığı öyle ayyuka çıkmıştır ki Berlifitzinglerin kundaklanmasında parmağı olduğuna kimsenin şüphesi kalmamıştır. Yangın esnasında Baron, dışarıdan gelen çığlıkları duyarken bir taraftan evinde inzivaya çekilmiştir... Atalarından yadigar duvar halılarını inceler, düşman tarafın Sarazen** bir atasına ait devasa, renkli bir at gözüne çarpar. Sahibinin, Metzengerstein'in atasının sapladığı kılıçla can verirkenki atın çehresi bir an sonra adeta bir insanmışçasına müthiş öfkeli bir hal alır... Attan gözlerini ayıramamakla beraber korkuya kapılan Metzengerstein, derhal oradan uzaklaşır.

 Şatonun dışında üç seyis, kızıl ve heybetli bir atı sakinleştirmeye çalışmaktadır. Barona, atı yanan ahırdan bulduklarını ve oradakilerin hiçbirinin atı daha önce görmediklerini söyledikleri için yanlarında getirdiklerini açıklarlar. Atın alnında ise açıkça görülen W.V.B(William Von Berlifitzing) damgası bulunmaktadır... Belki de kışkırtılan, daha da hırçınlaşan Baron, atı himayesine alır. Tam o esnada içeriden gelen yardımcı goblen halıdaki bir figürün kaybolduğunu haber verince beti benzi atan Metzengerstein, odanın derhal kapatılmasını ve anahtarın kendisine verilmesini emreder... 

                                                             

 Ve ata gittikçe daha çok bağlanan Baron, artık kimseyle konuşmaz gözü de kimseyi görmez olmuştur... Bir sabah erkenden atın sırtına atlar giderken Metzengerstein sarayı alevler içinde kalmıştır... Halk endişeli bir şekilde bekler, gözler sanki birazdan olacakları sezermiş gibi pür dikkat Baron'u aramaktadır... O sırada müthiş bir süratle gelen, atını kontrol edemediği apaçık ortada olan  Metzengerstein, alevlere doğru uçarcasına yol almaktadır. Nihayetinde at, yangının tam ortasına dalar ve alevlerden arta kalan dumanda görüntüsü belirir...

 Evet dostlar, kendini gerçekleştiren kehanet mi dersiniz, kader mi yahut da karma... Sahi ne dersiniz siz bu duruma? Sağlıcakla...

 *İsa'nın çarmıha gerildiği sırada kral olan Herodes değil, İsa'nın doğumu sırasında hüküm süren sefahat ve katliamlarıyla ünlü kral. Ölümü M.Ö. 4.
 **Ortaçağlarda yaygın olarak Arap ya da Müslüman anlamında kullanılmıştır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

geziyoruz tozuyoruz

 bayram'da kısa da olsa mahşeri  istanbul kalabalığına karıştım.. lale mevsiminde gitmeyi çok istiyordum, emirgan korusunda idim bayramı...