'15 yaşındaydım ve belki de bir kız olarak romantik beklentim biraz fazlaydı.'
Bu ilk tecrübesinden beklediği romantikliği bulamayan kahramanımız, ilişkilerine herhangi bir duygudan yoksun bir şekilde devam eder... Soğuk nevale yani bir nevi bizim Joe, bu arada filmin başında yoldan geçerken yaralı bir şekilde kurtarılır Seligman tarafından. Hayat hikayesini ise Seligman'ın, daha çok bir rahibin yuvasına benzeyen evinde anlatmaktadır, ya da ikili dertleşmektedir de diyebiliriz...
'-Daha adını bile bilmiyorum. Benimki Seligman.
-Ne boktan bir isim böyle?
-Yahudi ismi.
-Dindar olmadığını söylemiştin.
- Değilim ama büyükbabam öyleymiş.
Ailem de bana bu ismi Yahudiliğe olan duygusal çağrışımından dolayı vermiş.
Biz her zaman Siyonizm karşıtıydık.
Bu, Yahudi karşıtı olmak anlamına gelmiyor.'
İkinci bölüm olan Jerome'da, Joe ile Jerome tekrar karşılaşacaklardır ama bu defa iş ortamında. Jerome, Joe'nun patronudur artık. Sürpriz karşılaşmadan sonra Jerome, Joe'ya yakınlaşır ve fakat Joe'nun kafa, marjinal arkadaşı B. ile beraber bambaşka yerlerdedir...
'Kendimizi aşkın hakim olduğu bir topluma karşı mücadele etmeye adamıştık. Benim için aşk, kıskançlık eklenmiş tutkudan ibaretti.'
Neyse ki bizim Joe'nun henüz taşlaşmamış kalbi bu kadar ısrara dayanamaz ve Jerome'a bir mektup yazar, tabi ki geç kalmıştır, yeller esiyordur Jerome'un yerinde... Canım bizim fani Joe'da aşkı tatmıştır işte bir şekilde... Üzülür, kırılır ama hiç hız kesmeden -av-lanmaya devam eder... Gelin. Joe'ya kulak verelim nasıl tanımlıyor nemfomanyasını:
'-Bazı insanlar bağımlıyı suçlar. Diğerleri ise bağımlıya acır. Ama benim bağımlılığım arzudandı, ihtiyaçtan değil.
-Öyle sanıyorsun, değil mi?
-Etrafımdaki yıkımın da sebebi arzumdu. Gittiğim her yerde. Bağımlılık, bazen nihayetinde empati eksikliğine yol açar. Aynı anda bir aslanla çalışıp, çocuklarının burnunu temizlemezsin. Benim için nemfomanya, kalpsizlik demekti.'
Şimdi bir Poe'ya kadar uzanıp geleceğiz, çocukluğundan itibaren çok sevdiği babası hastadır zira ve Joe için sıkıntılı. kasvet dolu günler beklemektedir kapıda...
'Feri sönmüş, karanlık ve sessiz bir sonbahar gününde
cennetin bulutları çok alçakta salınıyordu
ve ben de at sırtında
taşranın kasvetli arazisinde, bir başıma
yol aldığım sırada
akşam gölgesinin üzerine vurmasıyla birlikte
Gözcü Evi'nin boynu bükük manzarasıyla karşılaştım.'
Babasını kaybeden Joe için hayat yeni numaralar hazırlamaktadır. Jerome ile tekrar karşılaşırlar, Joe ile babasının sürekli gittiği parkta... Burada bir parantez açmak istiyorum. Babasının, doğaya, ağaçlara bilhassa dişbudak ağacına olan sevgisi göz yaşartacak cinsten, filmi izlemiş olanlar ne demek istediğimi anlayacaklardır.
'Bach'ın ismindeki harflerin, nümerik değerlerinin toplamı 14 eder. Bestelerinde sıklıkla kullandığı bir sayı. Bach'ın ismindeki en zekice şey ise, her harfin karşılığı olan sayının Fibonacci sayılarından biri olmasıdır.'
Son bölümde işin içine bir de Bach girer... Bach, polifoni ustası, birbirinden tamamen farklı fakat hep beraber tamamlayıcı olan üç ses polifoniyi yaratır. Bu seslerin toplamı ise; Contus Firmus'u. Bunun adına sabit ilahi denir. Küçük Org Kitabı'ndan. 'Seni çağırıyorum, Hazreti İsa.' İçeriği esasında bir ilahi ama Bach yeniden düzenleyip biraz da süslemiş.
İyi biliriz :) Aslında telif işleri çıkmasa hiç, blogumda kare kare filmlerini incelerdim, videolarla destekleyerek. Çünkü meftunuyum :)) Provokatif herif ama kafası da çalışıyor. Fikirlerine her daim katılmasam bile böyle insanı düşündüren, kaşıyan, sanatçıları her zaman önemsiyorum çünkü James Baldwin'in de dediği gibi "sanatçılar bizi rahatsız etmek için burada". En az etkilendiğim eserleri arasında Nymphomaniac fakat buna rağmen söyleyecek sözü var. Yine film çıkışı "nereye düştük" dedirtiyor :)) Bunu beğenen Melancholia ve Idiots'a bayılır muhtemelen. En azından ben hayranıyım. Valla bir gaza geldim şimdi hiç sorma. Ne yapsam acaba resimsiz sahnesiz genel bir yazı mı yazsam? Olur gibi sanki :)
YanıtlaSilÇok isterim ya, yazsana ne güzel olur, Trier benim için aşk demek. Ah, Melancholia’da kullandığı Wagner eserleri! Bayılıyorum bu ‘herif’e! Ben hemen hemen tüm filmlerini izlemiş biri olarak söyleyeyim, en sevdiğim eseri Nymph, bi cesaretimi toplasam ikinci bölümü de yazacağım! :)
Sil