2 Aralık 2019 Pazartesi

Kış Uykusu - 2014


hani sevdiğiniz filmleri hemen izlemek istemeyip bekletirsiniz ya, işte o filmlerdendi benim için ‘Kış Uykusu’. evvela Nuri Bilge’yi ayrı tutarım, ayrıcalıklılarımdan. Haluk Bilginer de keza öyle... Emmy haberlerini okudukça özledim galiba. daha fazla bekletmenin bir anlamı yok fatoş, izle dedim ve izledim.

filmin süresi gözünüzü korkutmasın, ne bileyim Ceylan beş saat çekse keşke şu filmleri valla ben izlerim. mekan Kapadokya. kışın en güzel aynı zamanda da en soğuk yaşandığı yerlerden... 
Aydın, Othello adında dededen kalma oteli işletiyor. aynı zamanda yerel bir gazetede haftalık köşe yazarlığı da yapıyor, bir tiyatro mazisi de var. Necla, kardeşi. eşinden ayrı, birlikte yaşıyorlar abisiyle.  bir de Nihal... genç ve güzel, Aydın’ın eşi.

Spoi 

bu film birçok alt metin barındıyor esasında. elbettir ki yakalayamadıklarım da olsa , ben ile kesişen metinleri aktarmak istiyorum. filmin başlarında otel müşterisi, motoruyla şehir şehir gezen Timur bir at istiyor Aydın’dan. şöyle bir çevreyi turlamak için. Aydın otelde at bulunmadığını söyleyince konu kapanıyor -neredeyse. neredeyse evet, Aydın’a dert oluyor bu durum ve bir ‘yılkı atı’ satın alıyor. Timur ayrılınca otelden salıveriyor atı. Bilge’yi tek geçerim bu nece ince düşüncedir, hayaline, kurguna sağlık...

en önemli alt metin; ‘-meta-‘ yani ‘-mangır-‘ yani... kiracısının oğlunun; evlerine gelen hacizden mütevellit hırpalanan babasının öcünü almak için Aydın’ın kamyonet camına attığı o taş... bizi serseme çeviren o camın kırılma anı... taşın bıraktığı iz, o ses... -meta-, -para-... iki farklı dünya anlatılıyor filmde. köy imamı Hamdi, kardeşi aylak İsmail... Nihal’in -meta-sını -para-sını reddeden İsmail...  (parantez açayım Nejat İşler harika bir oyuncu. çok da yakışmış İsmail’e)

film ile bu kadar uyumlu bir ad nadirdir herhalde. benim için en azından. uykudalar çünkü. hepsi, herkes derin bir uykuda. yaşamlarımız da böyle değil mi tam olarak. unutmak için mi yaşıyoruz. yaşamak için mi unutuyoruz. bu film biraz da uyukladıklarmızı yüzümüze vuracak. izleyin, izletin.

16 yorum:

  1. Ya bu filmi televizyonda gördüğümde anlayamamıştım belgesel mi film mi ben niye daha önce hiç görmedim diye. Sonra izledim. Ya oyunculuğun yanısıra dış sesler oldukça az olduğu için oyuncuların sesleri o kadar berraktı ki otur saatlerce dinle o haluk bilgineri yani :D Muazzam oyuncularla ancak bu kadar farklı bu kadar güzel bir film çıkabilirdi ortaya. Hatırlattığınız iyi oldu bir ara ben yine izliyim bunu

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. üç beş defa izlenmeyi, ezberlenmeyi hak eden bir film

      Sil
  2. Ne kadar güzel anlatmışsınız. Yazınızı okuduktan sonra evet, bu film izlenmeli diyorum. Teşekkürler:)

    YanıtlaSil
  3. sinema ile ilgili ilgim yok ama tv vs duyduyoruz
    neye göre en iyi neye göre en kötü bu bence göreceli tartışılır.

    YanıtlaSil
  4. Ben izlemiştim bu filmi ve çok beğenmiştim. Haluk Bilginer çok iyi oyuncu. Nuri Bilge Ceylan zaten iyi.

    YanıtlaSil
  5. hımmm yaklaşık bir saati fazla bence, kısaltsa iyi olabilirdi diye düşünüyom yani. bazı konuşmalar, örneğin iki kardeşin uzun konuşmaları çıkmalıydı. bir de bir imam mı ne vardı, bizim ülkede öyle imam olmaz yanii :), yönetmen istiyor diye öyle bişey olmaz filmde. nuri bilge bencesiiii henüz sinemayı ve dilini öğrenmemiş. ama işallah iyi bi yönetmen olabilecek bigün. ödül almak onlar başka şeyler :) insanlar genelde çok iyileri sevmezler, az iyileri severiz çoğumuz. nuri bilge ceylaan gitsin sonbahar (özcan alper) filmini izlesin öğrensin azcık sinemayııı :) yönetmenler filmlerde istedikleri şeyleri yapamazlar. sinema diline uymak zorundalar. ben istedim imam koydum filme yok öyleeee :) nerde var öyle imam ayolcum :) kızdım şimdi bak nuriye kikiki :)

    YanıtlaSil
  6. İzlemedim filmi ama anlatımınız filmi izleme merakı uyandırıyor insanda..🙂Haluk Bilgineri de ayrıca tebrik ederim..😊

    YanıtlaSil
  7. Nasıl bitirdiğimi anlamadığım bir film. Ben çok sevdim. Sanıŕim izlediğimiz filmler bize bir şekilde dokunuyorsa ister istemez etkileniyoruz.

    Yazarken gözümün önüne Bilginer va Akbag'ın o sohbet/tartısması geldi. Ne güzel bir sahneydi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mümkün mü ya etkilenmemek? O sahne mi desem tirat mı desem... Şahane idi. Efso ya :)

      Sil

geziyoruz tozuyoruz

 bayram'da kısa da olsa mahşeri  istanbul kalabalığına karıştım.. lale mevsiminde gitmeyi çok istiyordum, emirgan korusunda idim bayramı...