Makedonya’da geçiyor olay, merhaba bu arada. Bu film vizyon filmlerinden, bugün izledim ben de. Petrunya otuzunu geçkin, hiç evlenmemiş ve anne babasıyla yaşayan kızımız. Geleneksel bir kutlama var kasabada her sene tekrarlanan şöyle ki; peder kutsal kabul edilen bir haç atıyor nehre ve nehre atlayan erkekler de kıyasıya yarışıyor haçı kapmak için. Ancak bu sene farklı gelişir bu ritüel zira haç Petrunya’nın olacaktır.
Filmi beğendim genel anlamda. Benim için konu olarak kadınları, kadın haklarını ön plana çıkaran filmler her zaman bir adım öndedir zaten. Filmde dönen bir kurt-kuzu muhabbeti var. Petrunya; yarışmada kazandığı haçı geri vermek istemeyince kendini nedense karakolda bulur ve sorgu amirinden;
-'Kurt postuna bürünmüş kuzu' damgasını yer, ancak finalde de der ki;
-'Artık bir kurda dönüştüm...'
Aslında bırakmak istemediği haç değildir kızımızın, bu yüzden linç edilip kalabalık bir erkek grubu tarafından koca bir kova soğuk suyla ıslatılmamıştır... Farklıdır sebebi, topluma kadının da bir birey olduğunu -ki yirmibirinci yüzyılda hala bu konuyu konuşuyorsak...- isterse kutsal haça ve daha nicelerine en az erkeklerin ki kadar sahip olabileceğini vurgulamak ister Petrunya. Filmin sonunda da nükteli bir dille;
-'Ya Tanrı kadınsa?' diye sorar karakterlerimiz...
Ay evet, aşk da var anacım. ;D Film müzikleri de şahaneydi. Tavsiye ederim efendim.
Ya Tanrı kadınsa?
YanıtlaSilKim bilir...
SilGeçen izleyip en çok sevdiğim filmdi festivalde :)
YanıtlaSil:)
Sil